29 Mayıs 2011 Pazar



Uyandım.. bilgisayarımı açtım. Bu videoyu gördüm. Noluyor bilmiyorum, O'ndan dinlediğimde dumur oluyorum:


O mavi gözlü bir devdi. 
Minnacık bir kadın sevdi.
...

Yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekler beni
                  bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
                      yol yüz yıllık.

Yüz yıldır alacakaranlıkta
                  koşuyorum ardından.


...

28 Mayıs 2011 Cumartesi




Kutlu olsun.
Mutlu olsun.
Daha nicelerine olsun.

-Öperim-
önce gözlerinden


...
Hani ders çalışırken insan kendine yenik düşer de bütün facebook profillerini gezer, en sevmediği, en merak etmediği insanların fotoğraflarına bakar ya.. İşte onları dün gece yaptım, bu güne bakabileceğim profil kalmamıştı. Ve bunun üzerine üstün 'oyalanma zekam' aklıma eski eski şarkılar, videolar getirdi aniden. Bütün blogları gezip, okuduktan, gördüğüm rüyanın tabirine netten baktıktan ve de günlük burç yorumumu, hatta dayanamayıp nerdeyse yıllık burç yorumumu okuduktan sonra bu video aklıma geldi, izlemek için. Aslında başka bir versiyonu geldi. Hani bu İzel'in 'ooff aman denizleri aş da gel kurbanın olam' ı var ya, işte onun Yasemin Yalçın versiyonu. Ama bulamadım işte, oyalanasım köreldi resmen. Neyse.. Bunu buldum paylaşayım hemen:








Nasıl da unutmuşum ben bugün ders çalışmamak için iskambil falı bakmayı. İnanamıyorum kendine. Ben bir fal bakıp geliyorum, Baldudak'la aram nasıl olacakmış.
Kıh kıh kıh :P:P


...

27 Mayıs 2011 Cuma

Vaktin kalmamışken;

  Sınavlara çalışmak mı daha zor?
Çince mi?





Ama bu ingilişce :O

Huh.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Sonra birden bir bütün olmaya karar verdiler. Her şeyi paylaşacaklardı. Ama ruh katmak gerekti.


Çünkü her şey insanda madden bulunan şeyler olamazdı. İnsanın her şeyi içiydi, ruhuydu, canıydı, hissettiğiydi, benimsediğiydi, O'ydu. insanın kendiydi her şeyi işte. Nasıl denir ki...


Bir insanın madden her şeye sahip olması onun her şeyi olduğu anlamına gelmezdi. Bir şeyleri eksik demekti işte, huzur vericili, yarınını düşünmesini sağlayıcılı, hissedicili şeyler işte. Hisler sanırım onlar. İşte onları paylaşmak demek her şeyi paylaşmaktı.


Ve yağmur yağsaydı o günlerde, arınsaydı insanlar... Tekrar dolsalardı kendi benlikleriyle yeni biri gibi, ama eski bir çantayı değerlendirmek gibi hani. Daha değerli hale getirmek için çabalayış belki.

İstesek olur muydu?
Olsundu.
Olsaydı ya.
Tam da bu ara.
Buralarda.



...

25 Mayıs 2011 Çarşamba

PESS !

Bir masal kahramanı olsam ismim kesin Uyuyakalan Güzel olurdu.

...





Başka türlü bir şey benim istediğim

Ne ağaca benzer, ne de buluta

Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz,
Havası ayrı hava..



...

22 Mayıs 2011 Pazar




Çok yorgunum. Milyon tane misafir gelir artık bize, başladı da bu travma hatta. 

Kapıdan çıktılar. Aklıma ikinci gelen şey bu şarkıydı. 

Aklıma ilk gelen şey de zaten belliydi o yorgunlukta, yazmayacağım ama O'nu.

-köle isauradan ufak notlar...-

20 Mayıs 2011 Cuma

...




Boynu bükük bir papatya olduğuma bakıp da 
Senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma




...

19 Mayıs 2011 Perşembe

AMACIMIZ NE?

Küçük ama 21 yaşındaki kız, günlerdir harıl harıl ödev yapıyordu. Öyle böyle değil. Deli gibi yazıyor yazıyor.. yazıyor da yazıyordu. Etkinlik kağıtları stajda yetişmediği için yeni taşındığı evinin çevresinde ilköğretim öğrencileri arar olmuştu. Çünkü 5. sınıf öğrencisi kardeşi 'sıpa: ben etkinlik yapmam yaah ben uyuycam, bitti mi bitti mi? ' gibi anlar yaşatarak küçük kıza oluşabilecek ödev düzeni için küfür etme potansiyeli oluşturtmuştu. 


Küçük kız yine bir tatil günü uyuyamadan sabahın köründe karabasandan kalkar gibi yatağından doğruldu. Küçük kız kim be. Benmişim O meğersem.. Bugün resmi tatil ve ben hala ödev yapıyorum. Deli gibi hem de.

Hava güzel olsa en azından azcık yahu. Şimdi ödevi okula götürmek için kilometrelerce yol tepicem. Ama yok, hava bile güzel değil: Yağmurlu.

Böyle miydi mayıslar ben doğduğumda? Değildi. Mayısta doğdum ben. Hem de en güzel mayıslarda. Ve sevmiyorum bu mayıslarda wordde ödev yazmayı, daha doğrusu yazmaya mahkum olmayı.

Yaptım işte staj uygulamalarını. Nedir bu rapor yazma derdi? Gel, konuşalım, anlatayım hocam, çocuk ne dedi, ne yaptı. Ama yooğk olur mu hiç? Olmaz. İlla uğraştırıcaksınız bu küçük kız, küçük erkek tiplemelerini. Üniversiteden mezun olmaya çalışan ama düzene yenik düşen, mahkum olan koca kız ve koca erkekleri 'küçükler' pozisyonuna koyarak. 

Yakışmadı. Yakışmadı hiç. Cık cık cık... Nedir amacınız beööğğ.

18 Mayıs 2011 Çarşamba

...


Bizim evde civciv var. Perşembe günü yoktu, bugün var biliyor musun? Büyüyor sanki. Bir canlı büyüyor, gözlerinin önünde hani.
Nasıl da değişik bir şeymiş bu. Böyle eğlenmeli filan. Yemeğin ardından bırakıyoruz masaya, karpuz tabağına kadar giriyor cıyik cıyik. Bir de ben kocaman karpuz verdim ağzına, böyle kaldı boğazında filan. Boğaz mı lan orası civcivin?
Bilemedim ben onu. Bilemedim işte.
Bilgisayarıma koydum ona da bırt yaptı, kucağıma aldım eşofmanıma da bırtladı, balkona koydum oraya da bırtladı. Böyle sıçmalı, kaka yapmalı filan günler işte.


..

15 Mayıs 2011 Pazar

Aylardan sonra bir pazar evdeyim ve sıkılmaktayım. Midem bulanıyor, o derece yani.
Neyse.. Yeni de taşınmışız, toplanacak bir oda, yapılacak milyon tane ödev ve otoparktan gelen sıpa sesleri.
Bir yandan da yan odadan ciyık ciyık sesi gelen eve yeni alınmış 2 günlük bir civciv. Kusarım lan, bulantılar içindeyim. Hakikaten..
Gelelim kurufasülyenin faydalarına. Sindirim sistemi sorunları olanlara iyi gelir. Midede, vücutta bulunan bilumum gazların atımında faydalıdır. Peki nereden geldi aklıma şimdi? 'Karnım burnumda' deyimden, burnun uğradığı tacizin anlatımından belki de.
O değil de.. 2 günde 2 koca dosyayı nasıl oluşturacağım? İnan bilmiyorum. Spartacus olasım var. Hani şu köle olan, ilk isyanı çıkaran Spartacus. Uygarlık Tarihi dersini de 2. seferde verirken bunu da hala hatırlayabilmem güzel.
Bir arkadaşım söylemişti bir sohbette; Direniş güzeldir.. diye. Kızmıştım siyasi nedenlere bağladığı için direniş kelimesini. Ama hak verdim şimdi. Başkaları okula devam bile etmeyebilirken, benim gibi daha birçok insanın bu güzel havada oturup dosya hazırlamak zorunda oluşunu düşündükçe.
Eğer zamanında reddetseydik böyle olur muydu? Olmasın'dı.

İşte onu diyorum: Hava güzel.
Kendim için bir şey yapamıyorum, belki de yapmıyorum.
Sığınmak istemiyorum ama insanlar yanımda olsunlar istiyorum.
Başkaları için koşuşturmaktan sıkıldım. Kendime sığamıyorum.
 Özgür değilim sanki, bir o kadar özgür olduğum halde.
Bırakmak istiyorum belki de her şeyi..
Kabıma sığamıyorum. Taşınca da olmuyor işte.
Bencil miyim? "Yine de bencil değilsin" dedi. Bencil olsam da olsun'du.
Ben kısa bir süre de olsa.. kendime gelene kadar en azından.. kendim için bir şeyler yapmak istiyorum..
Olmasın artık sorumluluklar. Bazı insanlara göre değiller: Onlar.. Kalsınlar.

4 Mayıs 2011 Çarşamba


sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar

otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

-senegalliler dahil değil

sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-yoksa seni rahatsız mı ettim?

sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-freud diye bir şey yoktur.

sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-haydi iç de çay koyayım.

_ah muhsin ünlü.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

...


Beraber gökyüzüne bakmayı öğrenmeye başlamak.. Öğrenmek..


...