30 Temmuz 2011 Cumartesi

Şimdi 'ne biçim özlemek' deyimini tanımlayacağım.

..

Özlem dediğin genel bir şeydir hani, dün yaptığın bir şeyi bugün bile özleyebilirsin mesela. Dün görsen bugün özlersin mesela. Bunu küçük bir yuvarlak olarak düşünün. Böyle daha çok özledikçe büyüyen.
Ama sonradan birden bir şey olur: Göremezsin mesela, daha az iletişim haline geçersin, uzak kalırsın ya.. Mahrum kalırsın aslında bir çok an'dan..
Sonra işte o zamanlarda bir an gelir sadece yan yana oturup çay içmeyi özlersin. O an'da da ne şu olur; o özlem topunun küçük bir kısmı daha da büyür.
Sonra bazı anlar, el ele hiç konuşmadan yürümeyi özlersin. Özlem topunun bir kısmı daha büyür bu an'da.
Bazen sadece saçlarıyla oynayabildiğin bir an'ı özlersin. O top yine başka bir yerinden sonsuzca büyür.
Yanağına küçük bir buse kondurmayı da özlersin ki yine topun bir kısmı büyür.
Sadece bakmayı özlersin bir an, büyür..
Başını omzuna yaslamayı özlersin çoğunlukla, güven duyduğundan, yine büyür özlem topu farklı bir yerden..
An gelir sadece gözlerine bakıp nefesini hissettiğin anları özlersin, özlem topu başka bir yerinden daha büyür.
Kalp atışlarını hissettiğin anları özlersin, sarılıp koklamayı özlersin..
Büyür de büyür anlayacağın değişik yerlerden, değişik anlardan, başka başka..
İşte o zaman ortaya çıkan şekil yuvarlak gibi değildir. Farklı bir hal almıştır.
Şekilsizdir. Bir biçimi yoktur. Ne biçimdir.
Tarifsiz.
-Ne biçim..
İşte o biçim özlenir bazen..
Kavuşmayı beklerken.





...

20 Temmuz 2011 Çarşamba

15 Temmuz 2011 Cuma



..

-Çok gülenleri çok üzmesinler-






                                ^_^

1 Temmuz 2011 Cuma





.....anlamaya çalışmak yoruyor galiba. bilmiyorum ya da..



...